TSK ve Anayasa Değişikliği
TSK ve ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Türk Milleti “Ordu Millet” geleneğinden gelen bir millettir. Tarihteki bütün şanlı zaferlerimizi kurumsal yapısı ve yerleşmiş gelenekleri ile sağlam, güçlü, kahraman Ordumuza borçlu olduğumuz herkesçe kabul edilen bir gerçektir.
Yaşadığımız coğrafya, içinde bulunduğumuz konjonktür, Ülkemizin geleceği, Milletimizin BEKASI da sağlam, güçlü, geçmişinden, köklerinden ve geleneklerinde koparılmamış, tarihi misyonunu iyi bilen, bir orduya en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçmekteyiz.
Anayasa değişikliği teklifin esas amacı yönetim sistemini değiştirip geliştirmek, ortaya çıkan iki başlılığa son vermek Devlet yönetimindeki tıkanıklıkları gidermek v.b. bahaneler ileri sürülmektedir.
Ancak Devletin yönetim sistem ile ilişkisi olmayan başka bir ifade ile yapılmak istenen değişikliğin zaruri kıldığı değişiklikler olmayıp geçmişten buyana TSK üzerinde bir takım açık olmayan hedeflere ulaşmanın son halkası olarak bu “Anayasa değişikliği paketine” eklenmiş konular vardır.
Mevcut iktidarın, geçmişten bu yana, TSK üzerinde, değişik yollarla ve değişik mekanizmalar kullanarak yürüttüğü veya yürütülmesine müsaade ettiği birçok operasyon/değişiklik olmuştur.
Askeri alanda Kanun ve kararnamelerle düzenlenebilen kısımları daha önce kanuni değişiklikleri ve 15 Temmuzdan buyana yayınlanan OHAL Kararnameleri ile yürütülen değişikliklerle zaten gerçekleştirildi.
Askeri okullar, Askeri Hastaneler, Harp Akademileri, Ordunun hiyerarşik yapılanması, emir komuta zinciri, atama, görevlendirme, yerleşik olan ne varsa yerine sağlıklı, planlı olarak yenileri ikame edilmeden kapatılmış, dağıtılmış bir belirsizlik ve karmaşa, kargaşa ortamı oluşmuş görüntüsü ortaya çıkmıştı. (Kastedilen kişilerle ilgili tasarruflar değil kurumsal yapı ile ilgili yapılanlardır.)
Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde yapılmak istenen değişikliklerin son halkası Anayasa değişikliği ile yapılabilecek konular bu paketin içine derç edilmiş ve acilen yürürlüğe konulacak maddeler kategorisinde görülmüştür…
Bunları adım adım irdeleyecek olursak;
ONALTINCI MADDE (Komisyon Madde 13)
Bu madde ile;
“Madde 142 – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak, savaş halinde asker kişilerin görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilir.”
Burada esas konu zaten Anayasada var olmayan, yani kanunla düzenlene bilinen bir konuda Askeri Mahkemeler için yasak getiriliyor. (Bundan böyle Askeri mahkemelerin kurulabilmesi için Anayasanın değişmesi gerekecek) Hale hazırda kanunla düzenlenen bir konuda Yasakçı bir zihniyetle yasaklama getiriliyor, hani “yasakçı” zihniyete karşıydık…
Anayasa Değişikliği Teklif MADDE 19/B de yapılan değişiklikle; (Komisyon ve Genel Kurul Madde 16)
Anayasa Madde 117
Yapılan değişikliklerde “Bakanlar Kurulu” ibareleri “Cumhurbaşkanına” diye değiştiriliyor.
Ancak esas önemli değişiklik; maddenin son fıkrası “Milli Savunma Bakanlığının, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları ile görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir.” İfadesi/ hükmü iptal edilmekte, Anayasadan çıkarılmaktadır.
Silahlı Kuvvetlerin görev ve yetkilerinin “kanunla düzenlenir” hükmü çıkarılınca; “Yasama” ile olan irtibatı koparılarak tamamen “Yürütmenin emrine bırakılmakta, Dolayısıyla vatan savunmasında “Yürütme” güçlendirilirken karşılığında “Yasmanın” yetkinliği zayıflatılmaktadır.
Aynı maddede yapılan başka bir değişiklikle;
Anayasa Madde 118 de değişikliğe gidilerek “Milli Güvenlik Kurulu” tamamen yeniden yapılandırılmıştır.
Yapılan değişikliklerle; Jandarma Genel Komutanı üyelikten çıkarılmış,
Bir de kanunla düzenlenen “Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri” de Meclisin yetkisinden alınarak, “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenir” ifadesiyle Cumhurbaşkanına verilmiş. Bütün diğer değişiklikler gibi TSK ile “Yasama” ilişkisi koparılarak “Yasama” zayıflatılıp, “Yürütme” ye aşırı güç kazandırılmıştır.
Anayasa Değişikliği Teklif MADDE 19/Ç de yapılan değişiklikle; (Komisyon ve Genel Kurul Madde 16)
Anayasa 108. Maddede yapılan değişiklikler ile “Devlet Denetleme Kurulu” yapısı ve görevlerinde önemli değişiklikler yapılmıştır.
Görevleri içine “her türlü idari soruşturma” eklenmiştir. Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı dışında olan Silahlı Kuvvetler görev alanı içine dahil edilmiştir.
Anayasa Değişikliği Teklif MADDE 19/D de yapılan değişiklikle; (Komisyon ve Genel Kurul Madde 16)
Anayasa Madde 146 Yapılacak düzenlemeyle askeri mahkemelerin kaldırılmasının bir sonucu olarak Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nden Anayasa Mahkemesine üye seçilmesi uygulamasına son verilmektedir.
Anayasa Değişikliği Teklif MADDE 19/E de yapılan değişiklikle; (Komisyon ve Genel Kurul Madde 16)
Yargı yolu; Madde 125 ikinci fıkra “… ile Yüksek Askeri Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/11 md.)” Anayasadan çıkarılmıştır. Böylece yapısı değiştirilen YAŞ kararları ile ilgili Anayasa koruması da kaldırılmıştır.
Aynı madde ile;
“Askeri yargı Madde 145 …”, “Askeri Yargıtay Madde 156 …” ve “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Madde 157 …” Maddeleri yürürlükten kaldırılmak suretiyle tamamen iptal edilerek Diğer maddelerde de belirtildiği gibi Anayasanın ve “Yasama” nın Türk Silahlı Kuvvetleri ile olan ilişkisi tamamen koparılmış ve TSK sadece yürütme ile ilişkilendirilmiş duruma gelmiştir.
Anayasa değişikliği teklifin esas amacı yönetim sistemini değiştirip geliştirmek olduğu iddia edilirken yeni sistemin kurulmasından önce acil olarak/yayımı tarihinde, yürürlüğe girecek olan bu maddeler Devletin yönetim sistem ile ilişkisi olmayan başka bir ifade ile yapılmak istenen değişikliğin zaruri kıldığı değişiklikler değildir.
Şimdi de bu düzenlemeyle ve Anayasanın diğer bazı maddelerinde yapılan değişikliklerle silahlı kuvvetlerle ilgili yapılanma tamamlanmış, silahlı kuvvetlerle Yasama ve Anayasa ilişkisi etkisizleştirilmiş diye düşünülebilir… (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Silahlı Kuvvetler bünyesinden çıkarıldı, )
Oysa ortada birtakım olumsuzluklar ve yanlış uygulamalar var ise bunlar genellikle insandan kaynaklanan unsurlar, geçmişte yönetim kademelerini işgal eden kişilerin, kasıtlı olarak ya da vurdumduymaz ve umursamaz, küçümseyen davranışlarından kaynaklanan kusurlarını kurumları, yok ederek, dağıtarak, zayıflatarak, güçsüzleştirerek gideremezsiniz.
Bir de hukukun en temel ilkelerinden biri “suçun şahsiliği” ilkesidir. Çözüm kurumları yıkmak değil, değiştirip geliştirmek, yanlış yapan ehliyetsiz liyakatsiz kişileri/mensuplarını kolundan tutup atmak, ayıklamak ve işi ehline vermektir.