Sorun Nerede? Çare Ne?
SORUN NEREDE? ÇARE NE?
SİYASİ PARTİLERDE ÜYELİK VE KONGRE SÜRECİ
Yük. Müh. Hüseyin ÇAKIR
- Giriş:
Ülkemizde siyaset ve siyasilerden bahsedince insanlarda hemen bir hoşnutsuzluk, bir güvensizlik ve kuşkulu bakış/algı belirir. Ne acıdır ki Türk insanı siyasete ve siyasetçiye güvenmez, doğru peki bunda siyaset kurumunun, siyasetçinin rolü yok mu?
Siyasi yozlaşmanın, çürümüşlüğün ve siyasete karşı güvensizliğin en önemli nedenlerinden biri siyasi partilerde parti içi mücadelede ve demokratik sistemin gereği gibi işlememesi, kurumsallaşmanın olmaması, kişi/grup sultasının kırılamamasıdır. Siyasi partilerde/yapılarda demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklere saygı, iyi yönetim gibi değerlere itibar edilmemesi, ihtiyaç duyulmaması ve bunların hayata geçirilmemesidir.
Bu alanda bütün siyasi partiler aynıdır ve bir birinden hiç farkının olmadığı söylenen bir gerçektir. Ne yazık ki sistemin işleyişindeki sorun, sadece siyaset kurumunun sorunu değildir. Buradan topluma, bireye, ülke yönetimine ve kurumlara sirayet etmektedir.
Konuyu hukuk yönüyle incelediğimizde, Türk hukuk sistemi şekillendirilirken, siyasi partiler hukuku ve özellikle KONGRE HUKUKU pek dikkate/ciddiye alınmamış önem verilmemiş gibi.
Yasaları dolayısıyla hukuk sistemini oluşturmadan sorumlu kesimlerden biri olan siyasi partilerimizden hiç birisi; partilerin iç hukuku ve işleyişini önemsememiş, kale almamıştır. Hatta bu alanda inceleme araştırma yaptırmak ve yayınlamak gibi konularla kafa yormamış böyle bir çalışmaya da ihtiyaç duymamışlar, göz ardı etmişler hatta hepsi birden bilerek ve isteyerek savsaklamışlar diyebiliriz.
Dolayısıyla siyasi yapılanmayı düzenleyen hukuki yapı, siyaset sistemi ve bu süreçleri hukuktan ve hukuki denetimden uzak tutacak boşluk, çatışma ve keyfiliklerle doludur.
Zaten bilindiği gibi Ülkemizde siyasi partiler kanunu, seçim kanununu gibi konuları düzenleyen hukuki çalışmalar genellikle ara rejim dönemlerinin ürünüdür. Özellikle mecliste net çoğunluğa sahip tek partili dönemlerde sadece egemen partinin işine gelecek ve durumunu kuvvetlendirecek değişikliklerin dışında pek bir çalışma/iyileştirme yapılmaz. Sadece, şayet kendilerini sıkıntıya sokacak bir durum ortaya çıkmışsa bütün siyasi parti yöneticileri kolayca uzlaşıp bir araya gelebilir. Ancak sistemi iyileştirecek adaletsizlikleri ve hukuksuzlukları ortadan kaldıracak düzenlemeler konusunda siyasi partilerimiz arasında bazı ortak çıkar alanları dışında uzlaşma kültürü genelde yok gibidir. Zaten kendi partilerini/ yönetimlerini ele geçirmiş gruplar/egemenler bu tip çalışmalara destek bir yana engellemek için her zaman fikir birliği içerisindedirler.
Yani siyaset kurumunun çok sevdiği, memnuniyetle karşıladığı “denetimsiz ve dokunulamaz siyaset alanı” yönetimde kaldıkları sürece onlar için vazgeçilmez bir nimettir.
Partiye üye kayıtları, üye sayısı, üyelikten çıkarma gibi konularda yaşanan keyfilik ve olumsuzluklar; Kongrelerin işleyişi, öncesi ve sonrası ortaya çıkan istenmeyen durumlar kendileri kazandığı sürece sorun değildir. Başka bir ifadeyle;
Her ne kadar “Hâkimiyet kayıtsız şartsız MİLLETİNDİR” dense de Milletin bu egemenliği tesis etmesinin, kullanmasının vasıtası olan siyasi partilerde “Hâkimiyet kayıtsız şartsız EGEMENLERİNDİR/LİDERİNDİR” düsturu geçerlidir.
Gerçi mevcut olan hukuki düzenlemelere de pek uyulmamakta, dikkate alınamamaktadır.
Bu yozlaşma ve çürüme, tek bir nedene dayandırılamaz ya da sorumluluğu tek bir guruba yüklenemez. Bu sorun çok geniş bir kapsamda, değişik yönleriyle ele alınmalı ve sosyoloji, toplum bilimi, siyaset bilimi ve benzeri alanlarda çalışma yapanlarca derinlemesine incelenip araştırılmalı, yorumlanmalıdır.
Biz bu çalışmamızda; Bu şikâyetlerin en önemli neden ve göstergelerinden olan; Siyasi partilerde Üyelik, Üye kaydı/silinmesi, KONGRE süreçleri ve kongrelerde üye sayısı (sayının sınırlı tutulması) ile KONGRE sonuçlarına doğrudan etkili olan ilişkilerini biraz irdeleyeceğiz.
- TEMEL İLKELER:
Anayasamızda;
- “T.C. … bir hukuk devletidir” (Anayasa- AY Md. 2),
- “Siyasi Partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır” (AY Md. 68/2)
- “Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur…” (AY Md. 69/1)
v.b. hükümleri yer alsa da kim takar Anayasayı.
Benzer şekilde, Siyasi Partiler Kanunu –SPK- Md. 4. “… Siyasi partilerin kuruluşu, organlarının seçimi, işleyişi, faaliyetleri ve kararları Anayasada nitelikleri belirtilen demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” İfadesiyle siyasi partilerde ki işleyiş ile mevzuat ve uygulamaların Anayasaya uymak zorunluğu vurgulanmaktadır.
Demokrasi, her ne kadar bir rejimi ifade şekli olarak algılansa da, aynı zamanda kişileri, kurumları, yürütme ve yargıyı da bağlayan düzenlemeler, ilkeler ve kuralların bütünü olarak görülmelidir.
Anayasal bir zorunluluk olarak; siyasi partilerin çalışmaları, tüzükleri, parti içi ilişkileri, üyelik çalışmaları, her türlü kayıt ve defterleri ile özellikle Kongre süreçleri demokrasi ilkelerine uygun olmak durumundadır. Aksi tutum ve davranışlar anti demokratik zihniyetin, dikta özlemi ve Anayasa tanımazlığın tipik bir göstergesi olur.
Bu hükümler siyaseti dolayısıyla Ülkeyi yöneteceklerin belirlenmesinde, siyasi parti üyelik işleyişi ve parti çalışmasının en temel unsuru olan “KONGRE” sürecinde ve öncesinde kesinlikle uygulanması ve unutulmaması gereken insani ve hukuki temel ilkeler olmalıdır.
Parti üyelik işlemlerinde ve Kongrenin şekillenmesi, işleyişi, haksız rekabete sebep olabilecek her türlü ve her düzeyde sahtecilik, usulsüzlük; Anayasamızın belirlediği temel ilkelere ve hükümlere dolayısıyla Anayasaya aykırılık teşkil eder.
- SİYASAL PARTİLERDE ÜYE, ÜYELİK İLİŞKİLERİ
Siyasi partiler kanununun ilgili maddeleri ile örnek olarak MHP tüzüğünün ilgili maddeleri bu açıdan incelenip irdelendi ve değerlendirmelerimiz derç edildi. (Bütün partilerin tüzükleri bu konuda pek farklı değildir)
2.1. Üye, Üyelik ilişkileri, Siyasi Partiler Kanunu:
- Siyasi Partiler Kanunu, SPK Md. 6. “Her Türk vatandaşı, kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen şartlara ve usullere göre siyasi partilere üye olma ve dilediği anda üyelikten çekilme hakkına sahiptir.”
- SPK Md. 10. Cumhuriyet Başsavcılığının siyasi partilerle ilgili görev ve yetkilerini düzenler. Tutulacak kayıt ve dosyalar ile bunların kullanılışı detaylı olarak yer alır. Burada en önemli husus; “… Siyasi partiler, (b) ve (c) bentlerindeki bilgi ve belgeler ile bunlarda ve parti tüzük ve programlarında yapılan değişiklikleri, yayın veya değişiklik tarihinden itibaren on beş gün içinde; (d) bendindeki listeler ile bunlarla ilgili değişiklikleri ise, altı ayda bir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderirler. Siyasi partilerin kapatılmaları veya kapanmaları sicillerine işlenir. Bu sicil herkese açıktır. …” İfadeleri ile üyeliklerin bildirim ve takip mecburiyetidir.
- SPK Md. 11. de siyasi partilere üye olma şartları verilmektedir.
- SPK Md. 12. “ … Siyasi partiler üye olma istemlerini sebep göstermeksizin de reddedebilirler. …” İfadesi madde 11 ve 6 ile çelişir ve keyfiliğin ta kendisidir. SPK Md. 11. de kimlerin siyasi partilere üye olamayacağı açıkça yazılmışken bir siyasi partinin üyelik başvurusunu sebep göstermeksizin reddedebilmesi anlaşılır gibi değildir.
2.2. Üye, Üyelik ilişkileri, MHP Tüzüğü;
- Madde de; partiye üye olma şartlarını,
- Madde de; işleyiş, başvuru şekli, kabul şartları, kabul durumu, red veya kabul durumunda ki geri bildirimler ile red durumunda itiraz yolları ile uyulması gerekenler süre kısıtlamaları ile açık olarak belirtilmiş.
- Madde de; Genel Merkezce üyeliğe kabul şartları belirlenmiş.
- Madde de; üyeliğe kabulden sonra ilgili mercilere yapılması gereken bildirimler, tutulması gereken kayıt ve defterleri düzenlemektedir.
- Madde de; üyeliklerin iptali ve yeniden yazımı ile ilgilidir. Ancak bu maddede üyelikten silinme nedenleri ile ilgili somut ve detaylı kriterler olmadığı halde MYK kararıyla üyelikten çıkarıla bilineceği görülmektedir. (Tüzük 12. Maddede belirlenmiş kriterler varken) Ve keyfilik şüphesi ve tehlikesi vardır.
- Madde de; üyeliğin sağladığı haklar verilirken; kongre delegeliği ve organlarda görev alabilmek için üyelikte üç ay geçme şartı verilmektedir.
- Madde de; Parti üyeliğinin sona ermesi, üyelikten çıkarma, itiraz, bildirim ve kayıt altına alma süreci verilmektedir.
2.3. Üye, Üyelik ilişkileri, Genel.
Siyasi partilerin ilçe teşkilatı, kendi çevrelerindeki üyelerini muntazam kayıt ve sıra numarası ve partiye giriş çıkış tarihleri ve üye hakkında diğer bilgileri ihtiva eden bir üye kayıt defterine kaydederler. Üye kayıt defterleri, ilçe seçim kurulu başkanının denetimi altındadır. Üye kayıt defterleri, en az altı ayda bir defa ilçe seçim kurulu başkanı tarafından incelenir ve kayıtların usule uygun olarak tutulup tutulmadığı bir tutanakla tespit edilir. (SPK Md. 42)
Görüldüğü gibi bütün Üyelik işlemlerinin en önemli anahtarı, Üye Kayıt Defteri ve ilgili mercilere bildirim süreçleridir. Şayet herhangi bir kontrol yapılmak istenirse, varsa bunların tetkiki bütün durumu tüm açıklığıyla ortaya döker.
Siyasi Partilerin bu Kanuna göre yapacakları kongre delege seçimlerinde ve ön seçimlerde Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiş üye listeleri esas alınır. (SPK – Ek:31.3.1988 – 3420/2. Md.) (Bu listeler gerçekten takip ediliyor mu veya istendiğinde ulaşılabiliyor mu meçhul)
Mevzuat bunları söylüyor. Ancak gerçek hayatta, günümüzde uygulama meçhul, yanlış anlaşılmasın sadece MHP için değil bütün partilerde uygulamalar paralel, belirsizliklerle dolu ve karanlık.
İsimleri bende saklı bir siyasi partinin farklı iki ilçesinde Üye olan kişiler ile ilgili durumu örnek olarak vereyim.
A partisinin B ilçesinde üye olan C şahsa; nasıl üye olduğunu, üye olarak neler yaptıklarını ve kongre sürecindeki gelişmeleri sordum; cevaplar enteresan:
- Arkadaşım D beni üye yazmış/yazdırmış nasıl oldu ne için bilmem…
- Delegelik mi oda ne? Valla bu güne kadar bana bu konuda bir şey söylenmedi, bir talep ve organizasyonda olmadı. (100 bini aşkın nüfuslu ve 10 binlerce oy alınan söz konusu ilçede muhtemelen üye sayısı hiçbir zaman dört yüzü bulmadı, buldurulmadı.)
- Kongre sürecinde arkadaşım D beni arar, kongrenin günü ve yerini söyler, giderim onun dediği şekilde oy kullanır çıkarım. Detayını pek bilmem, sorgulamamda arkadaş hatırı işte.
Biraz soruşturdum Allahtan oyunu üye olduğu partiye veriyormuş. Gerçi eşi işi dolayısıyla başka bir partinin üyesiymiş ve orada siyaset yapıyor ya da öyle görünüyormuş.
Başka bir ilçemizde de ilçe başkanı işyerinde çalışanları parti üyesi ve sandık görevlisi olarak yazdığı ve bu sayede her zaman istediği sonucu aldığı iddia edilmektedir.
Pek şaşırdığınızı sanmam çünkü üyeliklerin ve üye yazılımının sürekli muvazaalı olduğu değişik partilerde ve değişik mahfillerde sürekli söyleniyor ancak ne hikmetse hiç dikkate alınmaz, sadece bir siyasi çekişme varsa o zaman dillendirilir geçilir. Ne silinen niye silindim diye sorgular ne de yazana bunu niye yazdın diyen soran olur; particilik, demokrasicilik oyunu devam eder gider.
İyi hoşta bunların önemi ne der gibisiniz! İşte zurnanın zırt dediği yer burası, Anayasanın, kanunun, mevzuatların çiğnendiği, istismar edildiği nokta burası, kontrol altında tutulabilir, sayısı 400 le sınırlandırılmış üyenin kerameti burada.
400 üyelikle ilgili sınırlamanın nedeni/ amacı Delege seçimi yapmadan keyfine göre yazdığın üyelerle İlçe Kongresini yaparak partiyi kontrol altında tutmanın sırrıdır. Bu işler Genel Merkezce organize edilirse Büyük Kongrenin yolu buradan geçer, yok mahalli ise o zamanda “Delege Ağalığı” hortlar, delege piyasası oluşur…
- KONGRE
3.1. Kongre Nedir:
“KONGRE”, yetkili organlarca hazırlanan gündemdeki konuları görüşmek ve sonuçlandırmak üzere, mevzuata uygun olarak duyurusu yapılan, belirtilen yerde ve zamanda; üye veya delegelerin bir divan yönetiminde yaptıkları toplantıdır. (SPK Md. 14, 19, 20; MK Md. 73, 79/1, 80) Dernekler, korporatif v.b. diğer yapılarda “Kongre” kelimesi yerine daha çok “Genel Kurul” deyimi kullanılır.
KONGRE; çifte anlam taşıyan bir kavramdır, hem partinin en yetkili karar organını hem de toplantının işleyiş sürecini ifade eder. Diğer tüzel kişiliklerin aksine Siyasi Partilerin iç işleyişinin Anayasa seviyesinde düzenlenmesi, siyasi partilere verilen önemin bir göstergesidir. (AY Md. 69/1).
3.2. Kongrenin Önemi:
Siyaset ve siyaset yapma hukuku açısından “KONGRE”, parti içi demokrasi ve temel hak ve özgürlüklerin esasını oluşturur. Ancak temel dayanakları ve başlangıç parametreleri eksik ve şaibeli bir “KONGRE”, parti içi siyasi tartışmalar ile siyasi yozlaşma ve çürümüşlüğün en büyük nedenlerinden biri olabilir. Siyasi parti, güç ve kudretini, rakiplerine karşı; yaptığı çalışmalarıyla -iktidar veya muhalefette- içyapısında ise; gerçekleştirdiği/gerçekleştirebildiği sağlıklı “BÜYÜK KONGRE” den alır.
“BÜYÜK KONGRE”, siyasi partinin her kademede en yetkili organıdır. (SPK Md. 14/1 “… Siyasi partinin en yüksek organı büyük kongredir. …”)
Anayasa ve yasalara ilaveten gerekli parti iç hukuku ve dayanakları Büyük Kongrede oluşturulur. (SPK Md. 14/5, 16/2) Partinin izleyeceği genel politikalar, parti temel ilkeleri, partiye yön veren kararlar, iktidara gelindiğinde izlenecek yol ve yöntemler burada belirlenir, gerekli mevzuat burada kabul edilir. Partiyi yönetenlerin, parti adına yetki kullananların, tasarrufta bulunanların yani parti organlarında görev alanların/parti kadrolarının seçildiği ve sonrasında siyası manada hesap verecekleri yer, “KONGRE” dir.
Siyasi parti kongresinin hazırlık aşaması, gerçekleşmesi ve buradan edinilen izlenimler, o partinin iktidara geldiğinde göstereceği performans, davranış ve yönetim anlayışının temel göstergelerindendir. Gerçekleştirdiği kongresi ve öncesinde parti içi demokrasi eksik, ya da sağlıklı işletilmiyorsa, o partinin topluma vereceği “adil düzen, hak hukuk, adalet ve demokrasi” vaadi havada kalır. Aynı şekilde kongrede parti iç hukukunu hiçe sayan bir parti, “hukukun üstünlüğü” vaadinde kendisine güvenenlerin güvenini baştan yok etmiş demektir. Her iki durum da siyasetteki genel ve yaygın güven bunalımının, yozlaşmanın, çürümüşlüğün temel göstergesidir…
“BÜYÜK KONGRELER” de planlanan kongre süresi de kongre işleyişi ve kongreden elde edilecek fayda açısından önemlidir. Her türlü fikrin, görüş ve öneri ile sorunların dile getirilip müzakere edilmesine ve karar süreçlerine yeterli zaman ayırmayan kongreler; kısır siyaset anlayışının en temel göstergesidir.
Böyle uygulamalardan/yaklaşımlardan Ülke sorunlarını çözecek irade, projeler yerine, sadece makam/koltuk odaklı niteliksiz, şahsiyetsiz, bitmez ihtirasların baskın olduğu kısır siyaset anlayışı ortaya çıkar.
3.3. Kongrenin Yapısı
Siyasi partilerde kongreler (SPK Md. 14, 19, 20, 21; Tüzük Md. 63) yukarıda da verildiği şekilde kademeli şekilde, sırasıyla, belde, ilçe, il kongreleri ve BÜYÜK KONGRE olarak gerçekleştirilir.
Ayrıca kongrenin gündemine göre, seçimli kongre/seçimsiz kongre, tüzük kongresi, karma kongre ayırımı, yapılış takvimine göre olağan ve olağanüstü kongre (Tüzük Md. 63) diye de isimlendirilir.
Seçimli kongre ile seçim gündemini içermeyen kongre arasındaki en temel fark, seçimli kongrede gündemde adayların konuşması, seçime hazırlık, seçim v.b. maddelerinin yer alması ve işin içine görevli İlçe Seçim Kurulunun dahil olmasıdır.
Yalnızca seçim gündemli bir kongrenin yapılmasında hukuki bir sakınca yoktur ancak tekrarlanan seçimler dışında pek görülmez. Benzer şekilde, seçim gündemini içermeyen kongrelerin yapılması da mümkündür.
Siyasi partiler günümüzde seçimli BÜYÜK KONGRELERİNİ, genellikle, karma gündemle yani seçim dışı konuların da görüşüldüğü ve karara bağlandığı bir şekilde yapmaktadır. En yetkili karar organı olan “BÜYÜK KONGRE” nin mevcut yönetime rağmen muhaliflerin isteği ile (olağanüstü) toplanması sistemi, tüzel kişiler hukukunun ortak karakteridir (SPK Md. 14/6, MK 75/1, Tüzük Md. 63). Ancak Ülkemizde bilhassa siyasi partiler açısından baktığımızda geçmişten bu yana bu süreç pek sağlıklı işletilememektedir.
Kongrelerde; daha ziyade seçimli kongreler ile olağan üstü kongre süreçlerinde yaşanan ve hukuk nezdinde henüz çözüme kavuşturulamamış (net olmayan yasalar ve farklı yasalardaki çelişkiler ile yorum ve uygulama farklılıkları ve temel hukuki içtihat oluşturulmadığı için) tartışma, sıkıntı ve sorunlar olabilmektedir.
Seçimli kongrede yapılan seçimlerin görevli seçim kurulları tarafından iptali edilmesi durumunda iptal kararını izleyen en erken bir, en geç iki ay içinde seçim kurullarının tanımladığı iptal kapsamı ile sınırlı kalınarak kongre yeniden yapılır ve gündeme seçimin dışında başka bir konu konmaz. (SPK Md. 21/11).
Kongre sürecinde gündeme bağlı kalınması, gündemdeki konuların sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılması yalnızca demokratik işleyiş bakımından değil, aynı zamanda kongrenin hukuka uygunluğu ve geçersizliği ile ilgili yapılacak itirazlara fırsat vermemek açısından da önem arz etmektedir.
3.4. Tartışmaya Neden olabilecek Uygulamalar;
Tartışma ve kargaşaya neden olan ve siyasi partilere olan güveni sarsan, Kongreyi ve Kongre sürecini tartışmaya açan başlıca sebepleri şöyle sıralayabiliriz:
- Çağrı kurallarına uyulmaması. (MK Md. 74, 75 ve 77; SPK Md. 14/6; Tüzük Md. 40, 63) (Mesela burada kanun ve Tüzük arasındaki farklılıklar ve ifade değişiklikleri en temel tartışma konusudur. Kanun mu önde tüzük mü, diğer yandan “yapılır” “yapılabilir” ifadeleri, kanunda olmayıp Tüzükte var olan (noter şartı) ve uygulama boşlukları v.b.)
- Genel kurulun (hazirun) mevzuatın belirlediği (tüzük dahil) üyelerden oluşmaması, yoklama tutanağında üye sahteciliği, (SPK Md. 14/2,3,4; Tüzük Md. 40, 64)
- Kongre yeter sayısı aranmaması, (MK Md. 78/2; SPK Md. 14/9, 29/2; Tüzük Md. 40, 64).
- Kongre çağrısında belirtilen gündem, yer ve/veya zamana uyulmaması, (MK Md. 74, 77, 78; SPK Md. 29/1; Tüzük Md. 40, 63).
- Divanın oluşturulmasında yapılan usulsüzlükler, (MK Md. 79/1; Tüzük: Md. 41, 65).
- Gündeme uymama, (Genel kurul oluruna sunulmadan bazı gündem maddelerini uygulamama, gündemin noksan bırakılması, gündem değiştirme yetkisinin kullandırılmaması, gündemde olmaya hususların karara bağlanması v.b.) (MK Md. 79/2; Tüzük Md. 39, 65 )
- Divanın hukuka aykırı davranış, eylem ve yönetim tarzı, kongre güvenirliğini ve güvenliğini ortadan kaldıracak yanlı uygulamaları, (MK Md. 79; Tüzük Md. 41, 65)
- Parti organlarının raporlarının, kongre komisyonlarınca hazırlanan raporların, v.b. nin müzakeresi için fırsat tanımama (müzakeresiz/oldubitti kongre).(Tüzük Md. 68)
- Seçime hazırlık sürecindeki usulsüzlükler,(adaylık olabilecek kişiyi yarış dışı bırakma, bu kişinin oy pusulalarını yok etme, adaya konuşma fırsatı vermeme ve benzeri gibi).(Tüzük Md. 41, 43, 69)
- Seçim usulsüzlükleri (İlçe seçim kurulunun gözetim ve denetim sürecinde/seçim sırasında yapılan usulsüzlükler) (SPK Md. 21/5, 9, 10, 11, 43, 69, 70).
- Tutanak sürecinde yapılan yanlışlıklar,(kongrenin işleyişi ve gerçekler hilafına tutanak düzenleme/ sahtecilik, noksan tutanak düzenleme, kongre sürecindeki önemli gelişmeleri tutanağa geçirmeme yoluyla gizleme gibi) (SPK Md. 60/3, 113. Tüzük. 65)
Yukarıdaki sebepler ve hususlarla ile usulsüzlük/yanlışlık görüntüsü veren yukarıdaki kategorilere girmeyen bir maddi olay yahut işlemde kongrenin iptaline sebep olabilir.
3.5. Kongre Tutanağı
Kongre tutanağı, kongreyi bütün safhalarıyla, açık ve net olarak kayda geçiren ve itirazlarda hukuki açıdan hemen hemen yegâne delil olan ve divanca düzenlenip imza altına alınan bir rapordur. Hukuk dışına çıkılması durumunda cezai müeyyidesi vardır. (SPK Md. 60/3, 113).
Kongre tutanakları, kongre başkanlık divanınca en az üç suret düzenlenerek yeni seçilen Genel Başkan/Yönetim kuruluna verilir. Bu tutanakların bir sureti ilgili mercilere gönderilir. (Tüzük Md. 43, 71)
- KONGRELERDE DELEGELİK:
4.1. Seçilmiş Delegelerin Belirlenmesi:
Seçilmiş delegeleri kademeli şekilde, sırasıyla, ilçe ve il kongrelerinde belirlenir. (SPK Md. 19, 20 ve 21; Tüzük Md. 23, 24, 30 ve 31) İlçe ve il organları seçimleri ile üst delege seçimleri yargı gözetimi ve denetimi altında gizli oy ve açık tasnif yöntemi ile yapılır. (SPK Md. 21, Tüzük Md. 43)
4.2. Büyük Kongre Üye ve delegeleri: (SPK Md. 14; Tüzük Md. 31, 61)
Siyasi partinin en yüksek karar organı BÜYÜK KONGRE olduğunu belirtmiştik. “BÜYÜK KONGRE”, seçilmiş delegeler ile tabii üyelerden oluşur.
4.2.1. Büyük Kongre Seçilmiş Delegeler;
Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının iki katından fazla olmamak kaydıyla parti tüzüğünde gösterildiği şekilde il kongrelerinde seçilen delegelerdir.
İl kongrelerinde seçilecek o il büyük kongre delege sayısı; ülke toplam milletvekili sayısının iki katının,(1.100 şimdilik) Partinin son milletvekilliği genel seçiminde aldığı ülke toplam oy sayısına bölünmesiyle bulunacak kat sayının, ilgili il seçim çevresinde alınan oy sayısıyla çarpılması sonucunda bulunan sayıdır. (SPK Md. 14, Tüzük Md. 31, 61/a)
Son yapılan 3 Kasım 2015 Milletvekili seçiminde alınan oylar bazında MHP için bir örnek verirsek; çarpan: 1100/5.602.469(Seçim çevreleri toplam oy): 0,000196342, ya da; 5.602.469 /1100: 5.093 oya bir delege hesabı ile bulunur, bazı illeri örnek olarak verirsek;
- Amasya alınan oy 43.679 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 8.57;
- Ankara alınan oy 471.092 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 92,5;
- Gümüşhane alınan oy 17.052 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 3,35;
- Hakkari alınan oy 1.964 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 0,38;
- Mersin alınan oy 224.219 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 44;
- İstanbul alınan oy 772.549 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 151,7;
- Osmaniye alınan oy 98.176 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 19,3;
- Samsun alınan oy 98.426 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 19,3;
- Tunceli alınan oy 1.292 hesaplanan Büyük Kongre delege sayısı: 0,25;
diğer illerde de benzer şekilde ve o illeri temsil edecek delege sayıları hesaplanarak toplam 1.100 seçilmiş Büyük Kongre delegesi hesaplanır ve il Kongrelerinde o iller için belirlenen sayıda delege seçilerek Büyük Kongreye katılır.
4.2.2. Büyük Kongre Tabii üyeleri;
Parti Genel Başkanı, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu İle Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri ve partinin üyesi olan Bakanlar ve Milletvekilleri ile üyelikleri devam eden Parti Kurucularıdır. Üyeliği devam eden Parti kurucularının, seçilmiş Büyük Kongre üye sayısının yüzde 15’inden fazla olması durumunda, Kongre üyesi olacakların yüzde 15 oranı ile sınırlandırılmasında Parti Genel Başkanı yetkilidir. Ancak parti üyeliğinden ayrılmış kurucular tekrar partiye üye kaydedilmiş olsa bile kurucu sıfatı ile tabi delege olamaz.(SPK da zikredilmediği halde Tüzükte Kurucu Üyelere de yer verilmiştir) (Tüzük Md. 61/b)
Taşıdıkları sıfat dolayısıyla büyük kongre üyesi olan kimseler, ayrıca il kongrelerince delege olarak seçilemezler.
Büyük kongre için seçilen delegelerin görev süresi, seçildikleri kongreyi takip eden ilk olağan kongrede yerlerine yeni delegelerin seçilmesine kadar devam eder. (Tüzük Md. 31)
4.3. İl Kongresi – İl Delegelerinin Belirlenmesi (SPK Md. 19, Tüzük Md. 24, 30)
İl kongresi, sayısı altı yüzü geçmeyen ve parti tüzüğüne göre ilçe kongrelerince seçilen seçilmiş delegeler ile tabii delegelerden oluşur.
Geçici Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri de kongreye katılma hakkına sahiptirler. Ancak geçici İl Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyelerinden delege sıfatı olmayanların kongrede oy kullanma hakları yoktur. (SPK Md. 14)
4.3.1. İl Kongresi Seçilmiş Delegeler:
Seçilmiş Delegeler; İlçe kongrelerinde Tüzüğün 43’ncü maddesine göre seçilmiş delegelerdir. İlçe kongresinde il kongresi için seçilecek delege sayısı, partinin o ilçede aldığı oy sayısı esas alınarak aşağıdaki şekilde hesaplanır:
Toplam Seçilmiş Delege Sayısı(600), il seçim çevresinde Son Milletvekili Genel Seçiminde partinin aldığı oy sayısı toplamına bölünür. Elde edilecek olan kat sayı, ilçe seçim çevresinde partinin aldığı oy sayısı ile çarpılır. Ortaya çıkan rakam, o ilçe kongresinde il kongresi için seçilecek, ilçeyi temsil edecek delege sayısını gösterir. (Tüzük Md. 24, 30/1)
Yine Samsun ilimizde 1 Kasım 2015 Milletvekili seçim sonuçları esas alınarak bir örnekleme yapacak olursak; Alınan oy: 98.370; Çarpan; 600/98.370: 0,00609942; ve ya 98.370/600: 163,95(164) oy için bir delege, Bu çarpana göre;
- Asarcık: 942/163,95: 5,75 il delegesi,
- Bafra: 14.139/163,95: 86,24 il delegesi,
- Havza: 3.128/163,95: 19,08 il delegesi,
- İlkadım: 27.218/163,95: 166 il delegesi,
ile temsil edilir, diğer ilçelerden de benzer şekilde hesaplanarak 600 seçilmiş il delegesi sayısı pay edilir ve ilçe Kongrelerinde belirlenen sayıda il delegesi seçilerek il Kongresine katılır.
4.3.2. İl Kongresi Tabiî delegeler;
O ilin partili Milletvekilleri ile İl Yönetim Kurulu ve Disiplin Kurulu Başkan ve Üyeleri ile Büyükşehir Belediye Başkanları İl Kongresinin tabii üyeleridir. (Tüzük Md. 30/2)
4.4. İlçe Kongresi – İlçe Delegelerinin Belirlenmesi (SPK Md. 19, Tüzük Md. 23)
İlçe kongresi; sayısı dört yüzü geçmeyen ve parti tüzüğüne göre ilçe genelindeki köy ve mahallelerden seçilen, seçilmiş delegeler ile tabii delegelerden oluşur.
Geçici ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri de kongreye katılma hakkına sahiptir. Ancak geçici İlçe Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinden delege sıfatı olmayanların kongrede oy kullanma hakkı yoktur. SPK (Değişik: 31/3/1988 – 3420/3 Md.)
4.4.1. İlçe Kongresi Seçilmiş delegeler; (SPK Md. 20; Tüzük Md. 23)
İlçe çevresindeki köy ve mahallelerde toplam kayıtlı parti üye sayısı 400 veya 400’den az ise bütün parti üyeleri ilçe kongresi (seçilmiş) delegesi sayılır.
İlçe çevresindeki köy ve mahallelerde toplam kayıtlı parti üye sayısı 400’den fazla ise köy ve mahallede aynı seçimde o yörede partinin aldığı oy sayısı köy ve mahallelerden seçilecek delege sayısını hesaplamada kullanılır.
İlçe merkezi, mahalle ve köyler ile ilçeye bağlı belde mahallelerinde yapılacak delege seçimlerinde, Tüzüğün 10’uncu maddesi de dikkate alınarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiş listelerdeki üyeler oy kullanabilir.
İlçe çevresindeki köy ve mahallelerde kayıtlı parti üye sayısı 400’den fazla ise 400 rakamı, partinin son milletvekili seçiminde o ilçede aldığı toplam oy sayısına bölünür. Elde edilen katsayı, köy ve mahallede aynı seçimde o yörede partinin aldığı oy sayısı ile çarpılır. Çıkan sayı, köy ve mahallelerden ilçe kongresi için seçilecek delege sayısını gösterir.
Köy ve mahallelerde ilçe kongresi delegelerinin o köy ve mahallelerde kayıtlı üyelerden seçilmesi zorunludur. Bir köy veya mahalledeki partili üye sayısı, o köy için hesaplanan delege kontenjanı sayısının altında ise, bu durumdaki köy ve mahalleler, İl Yönetim Kurulunun uygun göreceği diğer bir köy veya mahalle ile birleştirilerek delege seçimine gidilir. (Tüzük Md. 23/1)
Şimdi Mevzuatların belirlediği bu kurallara göre İlçe kongresinde ki seçilmiş delegelerin nasıl hesaplandığını, Samsun ilimizde 1 Kasım 2015 Milletvekili seçim sonuçları esas alınarak örnekleyelim:
İlkadım ilçesi; alınan oy: 27.218 çarpan: 400/27.218: 0,014696 ya da 27.218/400: 68 yani bu ilçede Mahallelerde alınan her 68 oya bir ilçe delegesi seçilecek, bu hesaba göre:
- Anadolu mahallesinde alınan 509 oya karşılık: 7,5 ilçe delegesi,
- Çatalarmut mahallesinde alınan 536 oya karşılık: 7,9 ilçe delegesi,
- Derecik mahallesinde alınan 251 oya karşılık: 3,7 ilçe delegesi,
- Liman mahallesinde alınan 1164 oya karşılık: 17,1 ilçe delegesi,
- Adalet mahallesinde alınan 1319 oya karşılık: 19,38 ilçe delegesi,
- Diğer yandan 27 oy alınan Ahulu ile 40 oy alınan Kapaklı Mahalleleri birlikte bir ilçe delegesi seçebilir.
Bu şekilde bütün Mahalleler için hesaplanan sayıda delege, o mahalleli parti üyeleri arasından seçilir. Ve böylece İlkadım İlçe Kongresine katılacak toplam 400 seçilmiş ilçe delegesi belirlenir.
Bafra için örnek verirsek: Alınan oy: 14.139, çarpan 400/14.139: 0,02829 veya 14.139/400: 35,35 oya bir ilçe delegesi, bu hesapla;
- Akteke mahallesinde alınan 272 oya karşılık: 7 delege,
- Alparslan mahallesinde alınan 290 oya karşılık: 8,2 delege,
- Altınova mahallesinde alınan 37 oya karşılık: 1 delege,
- Mevlana mahallesinde alınan 1103 oya karşılık: 31,2 delege,
- Yeşilyazı mahallesinde alınan 72 oya karşılık 2 delege,
Benzer şekilde Bafra da diğer bütün Mahalleler için hesaplanan sayıda delege o mahalleli parti üyeleri arasından seçilir. Ve böylece Bafra İlçe Kongresine katılacak toplam 400 seçilmiş ilçe delegesi belirlenir.
Asarcık gibi, Yakakent gibi seçmen ve oy sayısı düşük ilçelerde delege işlemi uygulanmaz ama buralarda üye kayıtları yapılırken köy/mahalleler arasında aynı denge ve hassasiyet gösterilebilir.
Ancak gözden kaçmaması gereken diğer bir hususta 400 üye sayısı üst rakamdır yani ilçe kongresi yapabilmek için illaki 400 üye gerekmez, kongrenin toplanması için gerekli asgari üyenin olması yeterlidir.(Organlara seçilecek toplam üye sayısının iki katı)
Demokrasiyi tabana yaymak çok önemli üye sayısını dört yüzün altında bırakırsan bu kadar işleme(mahalle delege seçimleri) gerek kalmaz ancak işte burası adaletin, iç barışın, parti içi demokrasini bitirildiği, tabandan kopulduğu noktadır. Anayasanın, kanunun, mevzuatların çiğnendiği, istismar edildiği nokta burası, kontrol altında tutulabilir sayısı 400 ile sınırlı üyede.
İşte bu sayede bütün siyasi partilerde kendi istemediği sürece hiçbir kademede yöneticilerin, yönetimlerin değiştirilememesinin sebebi, derebeyliklerin başlangıç noktası burada… BÜYÜK KONGRENİN kontrolü ilçede üye yazımından ve üye sayısını sınırlamada başlar. Yani…
“ÜYEYİ YAZAN, ÜYEYE HAKİM OLAN, ÜYEYİ KONTROL EDEN PARTİYİ KONTROL EDER!!!”
4.4.2. İlçe Kongresi Tabii delegeler;
İlçe Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri, varsa İlçe Disiplin Kurulu Başkan ve Üyeleri, partili İlçe Belediye Başkanı ile ilçeye bağlı diğer Belde Belediyelerin Başkanları ilçe kongresinin tabii üyeleridir. Büyükşehir belediye başkanları dışındaki partili il belediye başkanları ile merkez ilçe çevresindeki diğer belediyelerin başkanları merkez ilçe kongresinin tabii üyesidir. (Tüzük Md. 23/2)
4.5. Delege Sayılarının Belirlenmesi;
Biz burada verdiğimiz hesaplamalar mevzuatta verilen yöntemlerle ilgili bilgilendirme maiyetinde olup tüzük gereği, İlçe ve il kongreleri delege sayıları ile Büyük Kongre için seçilecek delege sayılarını hesaplamak ve kongre tarihlerinden makul bir süre önce liste hâlinde ilgili kademelere göndermek görevi Teşkilâttan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı tarafından yerine getirilir. (Tüzük: Md.31)
- SONUÇ ve DEĞERLENDİRME
Sonuç olarak; herkesin şikayetçi olduğu; siyasi partilerdeki değişime direnen, yenilenmeyi engelleyen yapılanmalara ve “Üyeyi Yazan, Üyeye Hakim Olan, Üyeyi Kontrol Eden Partiyi Kontrol Eder!!! -Tek Adam” anlayışına karşı tavır almak isteyenler buyurun görev başına…
Bunlardan rahatsız olan herkesin yapması gereken bütün partilerde başlamış olan kongre süreçlerinde aktif olmaktır. Herkes kendi üzerine düşeni yapmalıdır. Üyelikleri silinenler takibini yapmalı, üye olabilecekler üye olmalı.
Siyasi yarışa girecek olanlarda; işin başı ilçe kongreleri ve üye kayıtları ve ilçe üye sayıları olduğunu akıldan çıkarmamalı. Bu yazıda değindiğimiz ve tamamı mevcut mevzuatlara dayanan kritik noktalara dikkat ederek bilinçli bir şekilde demokrasiye, ülkeye, partisine sahip çıkmalı.
Yoksa herkesin “kurtarıcı olmaktansa bir kurtarıcı aradığı” ortamdan değişim beklemek, başarı beklemek ham hayalden başka bir şey olamaz.
Yük. Müh. Hüseyin ÇAKIR, Ankara, KASIM 2016