Omega-3 yağ asitleri neden önemli

Share

 Prof. Dr. Osman BEYAZOĞLU

İnsan beslenmesinde temel besin maddelerinden biri olan yağlar,  sadece enerji kaynağı olmayıp, yağda çözünen vitaminleri aktif hale getirmeleri, kan lipid düzeyi üzerindeki rolleri ve omega-3 yağ asitleri gibi fonksiyonel bileşikleri ihtiva etmelerinden dolayı önemli bir yere sahiptirler.

Omega 3 yağ asitlerinin insan sağlığı bakımından önemi, Eskimoların yaşayışlarının araştırılması sırasında anlaşılmıştır.  Eskimoların neredeyse kalp damar hastalıklarına hiç yakalanmadıkları görülmüş,  bunun sebebi olarak da Eskimoların daha çok balıkla beslendikleri ve çok tükettikleri bu balıkların omega-3 yağ asitlerince zengin olduğu tespit edilmiştir.  Bu tespitten sonra omega-3 yağ asitlerinin insan sağlığına etkileri uzun süren çalışmalarla araştırılmıştır.

Yapılan çalışmalara dayanarak omega-3 yağ asitlerinin insan sağlığı üzerine olumlu etkilerini şu şekilde özetlemek mümkündür.

  • Omega-3 yağ asitleri vücutta sentezlenmeyen önemli görevleri olan bileşiklerdir. Hücrenin fosfolipid yapısında bulunurlar, hücrenin sinyal sisteminde rolleri vardır,  genlerin fonksiyonel hale gelmesini ve biyosentetik olayların oluşumunu kolaylaştırırlar.
  • Omega-3 yağ asitlerinin beyin ve sinir sistemi ve kalp damar sağlığı için insan hayatında olmazsa olmaz bir besin öğesi olduğu ortaya çıkmıştır. Bunlar kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu, kalpte ritim bozuklarını düzenleme, damar sertliğini azaltma ve kanın akışkanlığını artırma gibi etkilere sahiptir. Son yapılan araştırmalar omega-3 yağ asitlerince zengin beslenmenin doymuş yağ alımını azaltarak, doymamış yağ asitlerince zengin beslenmeye imkân sağladığını göstermektedir.
  • Omega-3 yağ asitlerinin hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemi üzerine olumlu etkileri de bulunmaktadır. Bu yağ asitleri, organizmayı patojen bakterilere, virüslere,  mantarlara,  yabancı maddelere ve tümörlere karşı koruyan,  organizmaya zarar veren maddeleri fagositoz yoluyla ortadan kaldıran makrofajların sentezini sağlayarak organizmayı hastalıklara karşı dirençli hale getirmektedir.
  • Omega-3 yağ asitleri uzun zincirli ve çok sayıda doymamış çift bağ ihtiva ederler, bu özellikleri ile kanda akışkanlık sağlayarak damar içi viskositeyi düşürücü etki gösterirler.  Böylece omega-3 yağ asitleri bilhassa beyin kılcal damarlarında pıhtı oluşmasını engelleyerek felç riskinin azalmasına neden olurlar.
  • Omega-3 yağ asitleri karaciğerde kolesterol sentezini sağlayan enzimlerin oluşumunun önlenmesinde ve gecikmesinde rol oynarlar ve kolesterolün kanda düşük kalmasında etkili olurlar.
  • Omega-3 yağ asitlerinin eklem iltihabı hastalığının azaltılması ve önlenmesinde önemli etkileri olduğu bildirilmektedir. Ayrıca omega-3 yağ asitleri kalsiyum emilimini ve kemiklerde depolanmasını sağlayarak kemik erimesine karşı olumlu etki gösterirler.
  • Omega-3 yağ asitlerinin cilt altı bağ dokusunu koruyarak yaşlanmayı geciktirdiği yorumu da yapılmaktadır.
  • Yapılan çalışmalar, hamilelik sırasında ve doğumdan sonraki aylarda, yani çocukların anne sütü ile beslendikleri dönemde annelerin omega-3 ağırlıklı beslenmeleri ya da omega-3 takviyesi almaları bebeğin merkezi sinir sistemine ve zekâsına olumlu katkısı olduğunu göstermektedir.
  • Omega-3 yağ asitlerinin okul çağı döneminde çocukların zihinsel gelişmelerinde önemli role sahip olduğu, öğrenme kapasitelerini artırdığı ve hiperaktif çocuklarda olumlu etkiler yaptığı çalışmalarla ortaya konmuştur.

Omega-3 yağ asitleri vücutta üretilmediği için besinlerle ya da hazır preparatlar şeklinde alınması gerekmektedir.  Doğru olanı omega-3 zengini besinleri daha fazla tüketmektir.

 

Bu besin kaynaklarından önemli olanları şu şekilde sıralanabilir:

  • omega-3 yağ asitleri en çok kuzey yarımkürenin soğuk denizlerinde yaşayan balıklarda bulunur. Bunlar arasında somon, uskumru, istavrit, sardalya, ringa ve hamsi sayılabilir.  Aslında omega-3 yağ asitleri daha çok deniz bitkilerinde bulunur, bunlarla beslenen balıklar da bu yağ asitleri yönünden zengindir.
  • Türkiye için hamsi, sardalya, uskumru, istavrit zengin omega-3 kaynaklarıdır. Bunları bol bol tüketmekte fayda var.
  • Bitkisel besinlerden semizotu, ceviz, badem ve keten tohumu omega-3 yağ asitleri kaynaklarıdır.
  • Tavuk yumurtalarında belli oranda omega-3 yağ asitleri vardır. Ancak açık havada gezen, böcek ve yeşilliklerle beslenen tavukların yumurtalarında, kapalı ortamlarda suni yemlerle beslenen tavukların yumurtalarından 20 kat daha fazla omega-3 vardır. Benzer durum suni yemlerle yetiştirilen balıklarda da görülmektedir.

Sonuç

Omega-3 yağ asitlerinin insan sağlığı üzerine etkilerinin incelendiği çalışmalar ve bunlarda elde edilen bilgiler,  bu yağ asitlerinin başta kalp-damar hastalıkları, Alzheimer’den romatizma ve kemik erimesine kadar çok sayıda hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde önemli etkileri olduğunu göstermiştir.  Bu hastalıkların tedavisinde çok sayıda ilaç kullanılmakta ve bunların yan etkilerinin de çok fazla olduğu da bilinmektedir.  Adı geçen hastalıkların önlenmesi için omega-3 yağ asitlerince zengin yukarıda bahsedilen besinleri tüketerek, hem tedavi masraflarını düşürür hem de daha sağlıklı olabiliriz.

Sağlıcakla kalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.