MONTRÖ VE DEVAMI DUYGULAR
Osman Öztemur
Montrö Sözleşmesi aslında bir öngörü sonucu oluşmuş tarafsızlık anlaşmasıdır. O dönem ki konjonktürde Avrupa nin iç dinamiklerinde ki hareketlenmeler, yükselen faşizm dalgası, büyük buhran sonucu artan silahlanma yarışı, Mihver Devletlerin tehditkâr yaklaşımları, Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin içine çekilmesi muhtemel bir savaşa sürüklenmesi bu sözleşmenin hazırlanmasını zorunlu kılmıştır.
Atatürk bu süreci iyi analiz etmiş bu sürecin sonucunda Avrupa’da yakın gelecekte büyük bir savaşın çıkacağını öngörmüştür. Yeni toparlanmaya başlayan ve devrimleri hız kesmeden devam ettiren Cumhuriyeti böyle bir ortamda en az zararla çıkarmak için Boğazlar konusunu gündeme getirmiş ve boğazlardaki yetkiyi tam manasıyla eline almıştır. Savaş zamanı savaşın taraftarı değilse boğazları kapatma yetkisine sahip olmuş Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkeler haricî ülkelerin donanma ya da savaş gemisi bulundurmasına izin verilmemiştir. Bugün boğazların tekrar tartışmaya açılması Montrö ‘ nün sorgulanması hatta daha ileri giderek sözleşmenin feshinin konuşulması basiretsizlik değilse cehalet oda değilse en hafif tabirle ihanettir. Bu konuda karşı görüş beyan edenleri darbeci diye yaftalayarak yanlışlarını, kusurlarını örtbas etmeye çalışmak değil de nedir? Senin ağzından çıkanı kulağın duymazsa, buna uzman oldukları bir konuda kişilerin, görüş bildirmesi kadar daha doğal ne olabilir. Cumhuriyetin sağladığı olanaklarla Cumhuriyetin altına dinamit koymak uluslararası arenada elimizdeki tek kozu da sırf ABD böyle istiyor diye kaybetmek, Karadeniz’deki mutlak üstünlüğümüzü emperyal güçlere teslim etmek vatanseverlik olmasa gerek.
Sözleşmeyi feshettiğimizde yine gün olur ABD donanmasının Boğazdan geçişini 100 yıl öncekiler gibi İngiliz bayrağı sallayarak kutlarsınız. Muhtemelen Karadeniz de Rus donanmasıyla karşılaşmaları da uzun sürmeyecektir. Yavuz ve Midilli gemilerinin Alman mürettebatla Kırım ı bombalamasını ne çabuk unuttunuz. Karadeniz de iki büyük gücün karşı karşıya gelmesi ülkemizi ne kadar tarafsız yapacaktır. Yıllardır barış içinde olan sularımızı savaş ortamının kaosuna sokmaya ne hakkınız var.
Tedirginiz, endişeliyiz ülkemiz adına, milletimiz adına, Cumhuriyet adına endişeliyiz. Gelecek kuşaklar adına endişeliyiz. Saçına ak düşmüş ihtiyarlar adına, elinden geleceği alınan milyonlarca genç adına, kundakta hiçbir şeyden haberi olmayan bebekler adına endişeliyiz. Bıktık kimliksiz politikalarınızdan, bıktık mağduriyet masallarından, bıktık her başarısızlığa dış güçler paranoyanızdan, bıktık hiç gerçekleşmeyen boş gelecek vaatlerinizden, bıktık her şeyinizden, düşün milletin yakasından, bu milleti rahat bırakın beceremiyorsanız. İngiliz zırhlısı bulamazsanız Amerikan gemisine, onu da bulamazsanız hediye uçaklarınızla gidin. Yeter ki gidin. İnanın bundan daha kötü olamaz.
Bu millet içinden bir Mustafa Kemal daha çıkarır.