Geleneklerimiz, yüzyıllar boyunca biriktirilen, yaşatılan ve geliştirilen kültürümüzün temelini oluşturur. Milletimizin düşüncesi, hayat tarzı, dünyaya bakış açısı geleneklerimizde ifadesini bulur. Türk kültürünün oluşmasında katkısı olan bu önemli geleneklerden birisi de hiç kuşkusuz HIDRELLEZ geleneğidir.
Hıdırellez Geleneği
Soğuk ve yağışlı geçen kış günlerinden sonra baharın müjdecileri cemrelerin düşmesi, havaların ısınması, toprağın yeşile bürünmesi ile kuş cıvıltıları arasında insanların açık havaya, kırlara çıkmak arzuları; İnsanlarımız arasında Hızır ve İlyas’a atfedilen ulviyet duyulan sevgi ve saygı ile birleştirilerek böyle bir gelenek oluşmuştur.
Bu gelenek insanların bir araya gelip karşılıklı olarak muhabbet ve hürmet duyguları içinde sohbet ederek hoşça vakit geçirmelerine, kırlarda ve mesire yerlerinde birbirlerine izzet ve ikramda bulunarak, aralarındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının kuvvetlendirilmesine vesile olmaktadır.
Hızır günü (Ruz-ı Hızır) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu inanışıyla kutlanmaktadır. Hıdırellez günü halk takviminde (Çoban takvimi) yazın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Hıdırellez etrafında oluşan gelenekler, inançlar, kutlamalar bir bakıma Nevruz ve diğer baharı karşılama gelenek ve kutlamaları ile karıştırılmaktadır. Bunun nedeni bahar kutlamalarının birkaç önemli gün üzerinde yoğunlaşmış olmasıdır. Bu bakımdan Nevruz, Hıdırellez veya diğer bahar kutlamalarının tamamını herhangi birinin kutlanması sırasında iç içe görmek mümkündür.
Hıdrellez günü, Miladi takvime göre 6 Mayıs, Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günüdür. Hıdırellez günü genellikle 6 Mayıs’ta kutlanmaktadır. Bazı yörelerde 5 Mayıs harefe günü, 6 Mayıs Hıdırellez günü olarak kabul edilmekte ve ona göre törenler düzenlenmektedir.
Rumi takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olay olarak kabul edilir.
Anadolu’da hala bazı yörelere görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan (Ergenekon Destanı zamanından bu yana) beri kutlanmaktadır.
Kökeni;
Hıdrellez bir efsaneye dayanan bir gelenektir. Efsaneye göre Hızır ile İlyas, ölümsüzlüğe erişmiş olan bu iki peygamber Hıdrellez günü buluşup görüşmüşlerdir. Bazı yörelerde 5 Mayıs, bazı yörelerde ise 6 Mayıs’ta kutlanır. Günün adı olan hıdrellez sözcüğü, Hızır ve İlyas isimlerinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdrellez Bayramı’nı tek bir kültüre mal etmek doğru olmasa gerek.
İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği görülmektedir. Bazı kaynaklarda, yaklaşık 5 bin yıldır kutlandığı bilinen Hıdrellez geleneğinin, İbraniler aracılığıyla Suriye ve Mısır üzerinden Eski Yunanistan’a, buradan da Anadolu’ya geçtiği de söylenmektedir.
Bir başka görüşe göre; Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri Nevruz Bayramının başkalaşmış ve İslamlaşmış şeklidir. Bu görüşe göre; Nevruz Bayramı kutlaması Anadolu Türkleri arasında önemini kaybetmiş olmasına rağmen Hıdrellez eskiden beri daha yaygın olarak kutlanmaktadır.
Bilinen bir gerçek Hıdrellez Bayramı, Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ve Türklerin, 11. asır sonları ile 12. asır başlarında Anadolu’ya geldiklerinde, beraberlerinde hıdrellez âdetini de getirdikleridir. İslam coğrafyasına bakıldığında Hıdrellez gününün yoğunlukla Türkiye’de kutlanıldığı görülmektedir.
Türk kültürü dışında başka kültürlerde de görülen bahar ve yaz bayramı geleneğinin temelinde, tabiatın canlanması, kışın sona ermesi ve canlanan tabiatın sevinçle karşılanması yatıyor. Türk kültüründe derin izleri bulunan bu gelenek, binlerce yıldan beri, gelişerek ve zenginleşerek devam etmektedir. Hıdrellez kutlamaları günümüzde eski canlılığını yitirmişse de Ülkemizin bazı yörelerinde genellikle köy ve kasabalarda yaşatılmaktadır.
Türkiye’de Hıdrellez Bayramını kutlandığı (6 Mayıs (5 Mayıs Gecesi)) tarihinde Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler ise St. Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.
Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır.
Hızır;
İnanışa göre, Hızır; hayat suyu [ab-ı hayat] içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; zaman zaman özellikle de baharda insanlar arasında dolaşarak zor düşmüşlere yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında ermiş bir ulu ya da bir elçidir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, bir kişiye verilen addan çok, baharın, baharla vücut bulan taze hayatın simgesidir.
Hızır inancının yaygın olduğu ülkemizde Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları şunlardır:
Hızır, bu nitelikleriyle mitoloji dünyasının, kendilerine üstün yetenekler atfedilen tanrılarını hatırlatmaktadır.
Hıdrellez Bayramı;
Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, Eskisi kadar yaygın olmasa da bazı yörelerimizde yaygın ve etkin bir biçimde kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde kutlanan Hıdrellez için önceden hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıklar;
Ev, üst baş temizliği, giyim, yiyecek ve içecek hazırlıkları bunların başlıcalarıdır,
Yiyecek-içeceklerle ilgili hazırlıklar yapılır.
Hıdrellez Bayramı bolluk, bereket, sağlık, şifa, talih, kısmet açma, mal, mülk ve özellikle ev istekleriyle ilgili dualar, yakarışlar ve değişik ritüellere başvurulmasıyla ayrıca renk kazanır.
Hıdrellez, Anadolu’nun değişik yörelerinde değişik adetlerle kutlanır. Ama genelde birlikte yemekler yenilerek, çeşitli oyunlar oynayıp eğlenilerek, coşkuyla kutlanan bir gündür.
Bu günde icra edilen şölenler, eğlenceler, eski devirlerde aynı zamanda evlenme yaşına gelmiş genç kız ve erkeklerin birbirlerini görüp beğenmelerine de imkân vermekteydi. Dolayısıyla hıdrellez merasimlerinin geleneksel Türk toplumlarında sosyal iletişim aracı gibi kullanılma işlevi de bulunmaktaydı.
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme âdeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira bütün bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.
Hıdrellez kutlamalarında bazı adetler mutlaka yerine getirilir. Zira halk muhayyilesinde bunlarla ilgili birtakım inanışlar oluşmuştur. Geleneğin yaygınlık kazanması ve aralıksız olarak yüzyıllardır devam etmesine sebep olan başlıca inanışlar;
arayışı ve beklentileri bunlardan öne çıkanlardır.
Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır ve değişik inanışlar vardır.
Hıdrellez Günü Uygulamaları ve Hıdrellez İnanışları;
Dilek, Bolluk, Bereket İnanışları;
Sağlık ve Şifa ile ilgili İnanışlar;
Kısmet, Evlilik, Çocukla ilgili İnanışlar;
Baharda, doğanın ve tüm canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı inancıyla, şanslarını denemek için; Hıdırellez’den bir gece önce bahtını denemek ve kısmetlerinin açılmasını sağlamak isteyen genç kızlar yeşillik bir yerde veya bir su kenarında toplanırlar. Bir testi ile getirilen su çömleğe konulur. Su dolu çömleğin içine herkes nişanını atar. Bu genellikle yüzük, küpe vs. işaretler yanında fesleğen, nane, mantuvar çiçeği de olabilir. Çömleğin üzerine bir kilit konulur ve usulen kilitlenir, üstü bir örtü ile örtülerek bir gül ağacının dibine bırakılır. Kızlar sabah erkenden çömleğin yanına giderek sütlü kahve içip ağızlarının tadının bozulmaması için dua ederler. Ardından niyet çömleğinin açılmasına geçilir. Kilit açılır ve bir kişi, niyetleri çekmeye başlar. Bu arada maniler okunur. Her mani işareti çıkanın bahtına kabul edilir. Oyun işaretler bitinceye kadar devam eder. Oyunda söylenen manilerde ümit, neşe, metanet, aşk, sevgi, şefkat, iyilik, kardeşlik, gurbet, vatan sevgisi gibi temalar görülür.
Hıdırellez’e özgü bu uygulama temelde bu şekilde yapılmakla birlikte, diğer inanış ve uygulamalar gibi yörelere göre bazı farklılıklar da gösterebilmektedir. Son zamanlarda ise bu tören yalnızca evde kalmış kızların kısmetini açmak amacıyla yapılmaktadır.
Kutlama Mekânı;
Hıdrellez şenlikleri genellikle günün anlamına uygun yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında yapılmaktadır. Geleneğe uygun olarak Anadolu’nun birçok bölgesinde “Hıdırlık” denilen mesire yerleri mevcuttur. Bu bölgelerde mezarlık, yatır vb. gibi çevre halkınca mukaddes kabul edilen, adak adanan veya bez, çaput bağlamak gibi geleneklerin sergilendiği yerlerde görülmektedir.
Hıdrellez Yasakları
Anadolu’nun pek çok yöresinde, temizlik yapma ve yemek pişirme işleri, Hıdrellez Günü’ne bırakılmaz, birkaç gün öncesinden yapılır. Bugün yeme, içme ve eğlenme dışında hiç bir iş yapılmaz.
Son söz olarak, Anadolu’da bazı yörelerde hâlâ görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır.
Ancak birçok köklü geleneğimiz gibi Hıdrellezde ne yazık ki teknolojik gelişmelere, yeni hayat tarzına ve alışkanlıklara yenilerek unutulmakta/unutturulmaktadır yok olup gitmekte kaybolmaktadır. Diğer pek çok güzel geleneğimiz gibi tarihin çöplüğünde kendine yer aramaktadır.
Ülkemizde yapılan kutlamalar da daha ziyade bir grubun inisiyatifindeymiş (Romanların, Hıdrellez = Roman kutlamaları olarak algılanır olmuştur.) gibi lanse edilmekte sadece onların bayramı gibi gösterilmekte ve bilhassa medyamız Hıdrellez kutlamalarını verirken sadece bu toplulukları öne çıkararak bu yönde bir algının oluşmasına hizmet etmektedir.
Hıdrellez 40 – 50 yıl önce Ülkemizin her köşesinde çok geniş katılımlarla coşku ve heyecan içinde, Bayram havasında kutlanırken bu gün ne yazık ki bunlardan eser kalmamıştır. Çocukluğumda hatırlarım benim köyümde de(Samsun, Derecik – Mübadil köyü) ırmak kıyısında asırlık kavlağan(çınar) ağaçlarının altında (bazen da köyün içinde harman yeri veya aran yolunda(tütün kurutulan alan)) kutlanırdı. Bir yanda büyük salıncaklar hazırlanır salıncaklarda sallanılır, uçurtmalar havalanır, çiçeklerden taçlar yapılır, ip atlanır, yakan top oynanırdı… Bir yanda kazanlar kurulur, “gölle” kaynatılır (haşlanmış kuru mısır), yaygılar serilir, sofralar kurulur, Allah ne verdiyse hep beraber paylaşılır yenirdi. Diğer yanda türküler, maniler eşliğinde genç kızlar oyun oynar, delikanlılar seyreder, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar eğlenceler, gülüş kakış içinde, neşeyle, coşkuyla Hıdrellez kutlanırdı.
Benzer eğlence ve kutlamalar Dini Bayramlarımızda da yapılırdı. Ama bugün hepsi yok olup gitti yavaş yavaş hafızalardan da kaybolmaktadır, acaba kaçımız bu günleri hatırlayabiliyoruz? Hatırlasak ta detaylandıra biliyoruz? Daha acısı eksikliklerini hissediyoruz…
Yük Müh. Hüseyin ÇAKIR, 6 Mayıs 2016, ANKARA
Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu Derneği’nin Kutlu Yol Söyleşileri'nde ağırlıklı olarak Türklük, Çağdaş Uygarlık Yolu ve Toplumsal…
Ağırlıklı olarak Türklük, Çağdaş Uygarlık Yolu ve Toplumsal Bilinç ve Gelişim alanları üzerine görüşlerin sunulduğu…
Tatar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Brüksel Temsilciliğinde, Belçika'daki Türk iş dünyası temsilcileriyle düzenlediği…
Aktau, TÜRKSOY’un kararıyla Türk Dünyası-2025 Kültür Başkenti seçildi. Kazakistan’ın Hazar kıyısındaki bu tek liman kenti,…
TÜRKSOY Kazakistan’ın Almatı şehrinde Türk Dünyası Gençlik Buluşmaları kapsamında 1. Türk Dünyası Gençlik Forumu düzenleyecek.…
Bu fırsatı, KKTC’nin Türk dünyasına değer katabileceği alanları göstermek açısından önemli bulduğunu söyleyen Tatar, “Türk…