Gaspıralı İsmail Bey ve Birlik Temelleri

Share
Seda BENGİ

Kırım’ın ufuklarını aydınlatmaya başlayan, Türk milli hayatının ve menfaatlerinin sönmeyen ateşi hâline gelen ‘TERCÜMAN’ın başında İsmail Gaspıralı Bey ‘in belirttiği ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ ülküsü; dünyaya yayılmış bütün Türklerin coğrafi ayrılıklar ve lehçe farkları gözetmeksizin aynı dili konuşan, aynı fikrî hedefler için birlikte çalışan büyük bir toplumun birleşme özüdür.

   Gaspıralı İsmail Bey’in fikirlerinin eksiksiz bir sınıflandırmanın ve incelemeni yapılması için onun başta ‘Tercüman’ olmak üzere Ay,Yıldız,Şafak,Tonguç vb. küçük gazetelerde  çıkan yazılarını toplayıp yayınlamak ve incelemek gereklidir. Bu gerekliliği Yavuz AKPINAR hissetmiş olmalı ve ‘İsmail Gaspıralı, Seçilmiş Eserler ‘ isimli üç ciltlik bir eser oluşturmuştur.

   İsmail Gaspıralı’nın fikirlerinin temelini dilde birlik oluşturur. Dil anlayışının temelini ise bütün Türkler için ortak bir edebi dil meydana getirmek ülküsü oluşturur. ’Edebi dil’ diyerek İsmail Bey’in kastettiği yazılı eserlerde kullanılan dildir. İsmail Bey ömrü boyunca ‘dilde birlik ‘ülküsü için 1881’den ölümüne kadar gazete ve dergilerde yazılar yazıp kitaplar çıkarmıştır. Fikir ve iş birliği için ilk basamağı oluşturan ‘Dilde Birlik’ ülküsünü temellere oturtan Usul-i Cedit okulları açtı. Türk illerinde birliğin ve bağın korunması için ortak dil ile yazılan gazete ve dergilerin çıkarılmasını teşvik etmiştir.

   Gaspıralı İsmail Bey, boy adlarının, millet adı olmayacağını ve milletimizin adının Türk olduğunu; bütün boyların (Özbek, Tatar, Kazak, Kırgız vb.) tek bir millet olduğu ve dillerinin Türk dili olduğu görüşünü savunmuştur. Türk dilinin ortak dil oluşunu Türk şiveleri arasında konuşma ve sözdeki farkın, yazı dilinde hiç derecesine gelişini ileri sürerek desteklemiştir. Bu dil birliği görüşü ile harekete geçen İsmail Bey ’Tercüman’ gazetesini çıkarmaya karar vererek ortak dil ülküsünün mümkün olacağını kanıtlamıştır. Bu dil birliğini mümkün kılan en önemli unsur ise bütün Türklerin arzuladığı ‘Turan ‘ gayesidir.

   İsmail Bey yazılarında sade bir İstanbul Türkçesi kullanır. O Arapça ve Farsça ile dolmuş Osmanlıca karşı durmuştur. O mahalli şivelere de karşıdır. Sade ve anlaşılır bir dil kullanmış fakat gerekli gördüğü bazı durumlarda aynı anlama gelen iki kelimeyi birlikte kullanmıştır. Fakat bunu önemli bir kusur olarak görmemiştir. Onun amacı yazdıklarının anlaşılmasıdır. Aynı zamanda İstanbul Türkçesi bütün Türkler içinde edebi dil olarak yaymak, diğer şivelerden kelimeler ekleyerek bir yandan dili zenginleştirerek Türkler için anlaşılır bir düzeye getirilmesi amaçlanmıştır.

   Rusya’da ezilen Türklerin yaşadığı şartlar altında Gaspıralı yapabileceklerinin fırsatlar dahilinde azamisini yapmış ve bugün Türk dünyasına Birlik ülküsünü miras bırakmıştır.

  ‘ Yarının bütün imanlı Türk çocukları, Türkçülüğün kültürel, siyasi, fikri tartışmalarda imanla çalışanları ve şehit olanları rahmetle anacaklar ve Türkçülüğün temel taşına ilahi bir elle kazınan şu kelimeleri görerek onları, yalnız zihinde ve yürekte değil, vicdanlarda da hâkim kılacaklardır: DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK’

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.