DOĞRU ama GERÇEK Mİ?
Hüseyin ÇAKIR
Yukarıdaki resmi incelediğimizde; “gerçek” ile “doğru” nun genelde aynı olduğu zannedilse de zaman zaman doğru olarak gördüğümüz şeylerin gerçekten farklı olabileceği açıkça görülmektedir.
Burada bakış açısının ne kadar önemli olduğu vurgulanmaktadır. Ön yargı ve peşin hüküm vermenin sakıncaları ortaya konmaktadır.
Biz mühendisler teknik/analitik düşünenler arasında, iki nokta arasında en kısa mesafe doğru olarak tanımlanır ve tektir. Ancak sosyal bilimciler için ise; bakış açısına göre aynı konuda sonsuz doğru tanımlanabilmektedir.
Çünkü bazen doğru baktığınız yöne göre farklı olabilir.
Aklıma Hoca Nasreddin’in bir fıkrası geldi;
Malumunuz tartışan iki kişi hakem olarak Hocaya gelirler ve birbirlerini şikâyet ederler. Hoca önce birisini dinler ve “haklısın” der, sonra ikincisini dinler ve ona da “haklısın” deyince olaylara şahit olan hanımı dayanamaz ve: Hoca! “nasıl olur, ikisine de haklısın diyorsun” der ve Hoca: “sen de haklısın hanım…” der…
İşte bu yazıyı yazarken aklıma düştü Hoca da haklı olabilir…
Günlük hayatımızda da her gün benzer birçok olayla karşı karşıya kalmaktayız. Vurgulamak istediğimiz bize göre doğru olan bir başkasına göre yanlış olabilir. Ya da bir duruma göre doğru kabul edilen başka bir durumda farklı algılanabilir.
Bence esas olan her şart ve her durumda gerçeği aramak ve gerçeğe inanmak hedefimiz olmalı. Gerçekler istediğimiz gibi olmasa da… Acı da olsa…
Araştırıp sorgulamalı gerçeğe ulaşmalıyız. Ön yargı ve kendi doğrumuza dayanarak hemen insanları olayları değerlendirip yaftalamamalı, hakarete varan eleştirilerde bulunmamalıyız.
İşi bir de günlük politika tartışmaları ile örnekleyecek olursak;
Birileri diyor ki;
“Ülkücülük MHP’de yapılır…”
DOĞRU zannedilebilir…
Başkaları da diyor ki;
“Şu anda MHP yönetiminin uyguladığı siyaset Ülkücü görüşü ne kadar temsil ediyor???”
Bu da DOĞRU zannedilebilir…
Gelin bu doğrulardan gerçeği siz çıkarın… Ancak kırmadan, dökmeden çünkü esas olan; Mazi, Ülküler ve Ülkücülüktür…
Belki de bize düşen hemen hissiyatla, aceleyle karar vermek yerine detaylı inceleme ve sorgulama yaparak farklı noktalardan olayı, sözü irdeleyerek sağlıklı karar verip tepkimizi, yargımızı ortaya koymalıyız… Hiç yok yere birbirimizi kırıp dökmemeliyiz… İlle de benim doğrum diye diretmemeliyiz…
Ve sonunda gerçeklerin mutlaka gerçekleştiği gerçeğini unutmamalıyız…
GEÇEK olan: Bir olmalıyız, iri olmalıyız, diri olmalıyız…
Bu da nereden çıktı diyenleriniz olabilir geçenlerde bir grupta bir tartışmada bir arkadaşımızın: “… doğru zannedebilirsin ama gerçek farklı …” ifadesi üzerine yersiz bir tartışma çıkmıştı onun üzerine bu yazıyı karalayayım dedim… selam ve muhabbetlerimle…
Yük. Müh. Hüseyin ÇKIR, 03. 11.2020, Gölbaşı, ANKARA
(Görüş ve eleştirileriniz için: huseyincakir55@gmail.com )