Bu son şansımız!
Bütün Türk milletine ama özellikle kendilerini milliyetçi ve ülkücü diye nitelendirenlere hitap ediyorum. Ben de kendimi Türk, milliyetçi ve ülkücü olarak nitelendirdiğim için “şansınız” yerine “şansımız” diyorum.
Ahmet B. ERCİLASUN / Yeniçağ (09.04.2017)
Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldığını ifade eden birilerini daha fazla yetkiyle donatmamak için bu son şansımız.
Habur rezaletini, PKK militanlarının zafer işaretleriyle ve zılgıtlarla sınırımızdan girişini “Türkiye’de güzel şeyler oluyor” diye yorumlayanlara karşı bu son şansımız.
Oslo’ya, Avrupa’daki PKK liderlerinin ayağına Başbakanlık müsteşar yardımcısı seviyesinde temsilci gönderenlere karşı bu son şansımız.
Hükümet adına İmralı’daki PKK lideriyle görüşmeler yaptıranlara karşı bu son şansımız.
İmralı’daki bebek katilinin mesajlarını Kandil’deki PKK liderlerine gönderenlere karşı bu son şansımız.
İmralı’daki bebek katilinin mesajlarını 21 Mart’larda Diyarbakır meydanında okutanlara karşı bu son şansımız.
“Barutun kokusu düştü burnuma / Dört bir yana istiyorum / Dibinden patlatayım / Adamlar gibi dağlara düşeyim / Tutmak istiyorum Kürdistan’ımı” şarkılarını söyleyen Şivan Perver’le Diyarbakır’da yan yana oturanlara, daha dün “biz Şivan Perver’iz” diyenlere karşı bu son şansımız.
Hava durumu haritalarında Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sunu da kendi toprakları içinde gösteren; İstanbul’da, Ankara’da, Kerkük’te Kürdistan bayrağı çektiren Barzani dostlarına karşı bu son şansımız.
Konuşmalarında sürekli Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Boşnak… diyerek Atatürk‘ün “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünün içini boşaltan, Türk milletini yamalı bohçaya çeviren zihniyete karşı bu son şansımız.
Daha dün “Türk demiyoruz, Kürt demiyoruz, 80 milyonuyla tek millet diyoruz.” diyerek “tek millet” sözüyle Türk’ü kastetmediğini açıkça söylemekten çekinmeyenlere karşı bu son şansımız.
FETÖ’den bahsederken “Bir ortak yanımız vardı. İnanın bana, aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapı” diyerek FETÖ ile menzillerinin “aynı” olduğunu itiraf edenlere karşı bu son şansımız.
Fethullah Gülen cemaatine ne istedilerse verdiklerini açıkça itiraf edenlere, “Hasret bitsin!” diyerek Gülen’i ülkeye dönmeye çağıranlara, aynı cemaate mensup hâkim ve savcılarla yargı organlarını doldurup Türk ordusunu tasfiye etmeye çalışanlara karşı bu son şansımız.
Hem FETÖ konusunda, hem de PKK konusunda yanıldıklarını açıkça itiraf ettikleri, hatta yanıldıkları için Allah’tan ve milletten bağışlanma diledikleri hâlde daha dün “Biz hiç yanılmadık” diyenlere karşı bu son şansımız.
Neredeyse bütün medyayı tekeline alanlara, eşit ve âdil yarışma şartlarını ortadan kaldıranlara, “hayır” diyenleri suçlu ilan edenlere, “hayır” toplantılarına yapılan eşkıya baskınlarına göz yumarak millet üzerinde korku yaratanlara karşı bu son şansımız.
Bunlarla iş birliği yapanlara karşı da bu son şansımız.
Türk milleti, sen bilirsin!