“Ahretlik!”; ne güzel bir laftır, arkadaşlığa biçilmiş ne ömürlük bir hitaptır.

Geçmişimizle geleceğimiz, dedelerimizle torunlarımız arasında köprü olmamızın gerekleri unuttuğumuz, atladığımız, unutturulan birçok geleneğimiz, değerimiz vardır.

Bunlardan birisi de geçmişte kalan “AHRETLİK/ARETLİK” kavramı, geleneği, güzelliğidir.

Peki o da ne ola der gibisiniz.

Kendimi bir anda 1960 yılları başında küçük bir çocuk olarak buldum, Rahmetli dedem Çakır Mahmut ve “aretliği” Çırak Kazım dayı, o nur yüzlü, beyaz sakallı mübarekler gözlerimin önüne geldi;

O ne dostluk, O ne muhabbet, O ne samimiyet öyle, çaylarını beraber yudumlarlar, camiye beraber gider gelirler, “memleket” hasretini birlikte yad ederler ve çok iyi hatırladığım şey bir aradayken birbirlerine, değilken gıyaplarında hep “Aretlik” diye hitap ederlerdi. (Birinci ve ikinci kuşak mübadiller “memleket” deyince; iç geçirirler, bırakıp gelmek zorunda kaldıkları Ata yurtlarını, mezarlıklarını ve orada yatan geçmişlerini hatırlar ve büyük bir yeise, üzüntüye kapılırlar) Tabi bu arkadaşlık köyde başta kadınlar olmak üzere başka kişiler arasında da vardı.

Hiçbir sınır, yasak, kural tanımadan; karşılıksız, herhangi bir menfaat, hesap kitap olmadan; karşılıklı güven sevgi ve saygı ile taçlandırılan; sonsuza dek sürdürülecek güç ve bağ ile bağlanılan bir arkadaşlıktır AHRETLİK,

İnanç ve ibadette birbirinden ayrılmayan ve bu ilişkiyi ahirette de sürdüreceklerini düşünen kişilerdir AHRETLİK,

Neşede, hüzünde, kıvançta ve tasada birlikte olmuş ve olmaya devam etme hevesindeki kişi, kadim dosttur AHRETLİK,

Genelde insanlar çok müsamahalı, fazla sabırlı değildir ama, her türlü musibete, sıkıntıya beraberce sabretme, göğüs germedir AHRETLİK.

Ahiret kardeşi olan kimseler;

  • Birbirlerine hediye verirler.
  • Sıkıntıya, dara düştüklerinde, Sevinçli ve üzüntülü zamanlarında birbirlerinin yanında yer alırlar.
  • Birbirlerine hayrı tavsiye eder, kötülüklerden sakındırırlar. Kötü ve tehlikeli yollara düşmekten korurlar.
  • Hayattayken birbirlerine yardımcı olan ahiret kardeşlerinden birisi öldüğü zaman, sağ olan vefat edenin ruhu için hayır ve hasenat yapar, ailesine ve çocuklarını gözler, kollar, yardımcı olur. Onların sıkıntılarına ortak olmaya çalışır.
  • Ahiret kardeşi olan kimselerin aileleri de aynı ilişkileri devam ettirmeye çalışırlar.

Birçok kaynakta ve eskilerin anlatımında Balkan topraklarının tamamında ahretlik/aretlik şeklinde ifade edilen dünya ahiret kardeşiz anlamında dostluk kelimesi olduğu bildirilir, zamanla Anadolu’da da yaygınlaşmış, benimsenmişti. Ahretlik olan iki kişi birbirlerine o andan sonra Balkan lehçesiyle aretim,  aretliğim, aretlik diye seslenir.

Öyle bir söyleyişleri vardır ki onların bunu birbirlerine… Ahirette de beraberiz dediklerini çok net hissedersiniz seslerinin sıcaklığından! Sarılasınız gelir!

Güçlü bir manevi alt yapısı da vardır: Ahiret Kardeşliği.

Bu Anadolu’da bazı yörelerde; iki Müslüman arasında Allah rızası için, dünyada ve ahirette birbirlerine yardım etmek ve dua etmek üzere kurulan kardeşlik, dostluk diye de dillendirilir.

İslamiyet’e göre ahiret kardeşliği iki erkek veya iki kadın arasında olur.

Peygamber efendimiz ahiret kardeşliği hususunda;

“Allah için ahiret kardeşliği yapan kimse ahiret gününde ana-baba bir kardeşinden daha faydalı yardımları ahiret kardeşinden görür. Bir kimse ahiret kardeşini ne kadar çok severse Allahü teala da o kimseyi o kadar çok sever.”

Dediği belirtilmektedir.

“Kendinize Allah yolunda kardeşler edinin… Çünkü onlar dünya için de Ahiret için de lâzımdır”. Hz Ali (r.a.)

Alevi inancında da benzer bir inanışın varlığı dile getirilir: Musâhip veya Müsâhip,

Açık kaynaklardan edinilen bilgiye göre:

Alevilikte özel bir dinî tören ile atanan ve kişinin hem dünyada hem de ahirette kardeşi ve yoldaşı kabul edilen kimselerdir. Kelime Arapça “sahiba” (dostluk) kökünden geldiği belirtilmektedir.

Kısaca, Musâhiplik mertebesine şu şekilde girilir:

Musâhip olmak isteyen kimseler önceden aralarında anlaşırlar ve yakın çevrelerinin rızasını alırlar. Bir dede rehberliğinde mürşide başvururlar. Mürşid tarafından kendilerine üç kez düşünme süresi tanınır. Üçüncü bekleme ve düşünme süresinin sonunda fikirlerinden hâlâ caymamışlarsa, Cem esnasındaki bir törenle musâhip olurlar.

Musâhiplerin öz kardeşten yakın olduğuna inanılır ve birbirlerine her konuda destek ve yoldaş olmaları beklenir. Musâhipliğin farklı aileleri yakınlaştırdığına, bu yönüyle toplumsal barışa destek olduğuna; aynı zamanda şahsî ve manevî huzuru artırdığına inanılır.

Yine bazı kaynaklarda;

Eski Türklerde büyük önem verilen “Tuz ekmek hakkı” anlayışının devamı olarak uygulanan bir gelenek olduğu bildirilmektedir. Ve dinimizin de bildirdiği ahiret kardeşliği adıyla kurulan kardeşlik ve dostluk Anadolu’da da “ahiretlik” veya “ahretlik” adıyla devam ettirilmiştir.

Genellikle genç kızlar ve kadınlar arasında görülen bu kardeşlik genelde ahlak, kişilik ve huy benzerliği olan kişiler arasında kurulur. Genç kızlar arasındaki ahretlik dayanışması, genç kıza hayat boyu yalnız olmadığı inancını kazandırırdı.

Bilhassa Muhacirlerin, Mübadillerin yaşadığı yörelerde geçmişte çok daha sık kullanıldığı, çok güçlü bir anlam ifade ettiği belirtilir ama o da şimdi her güzel adet gelenek gibi kayboluyor, zamana direnemiyor teknolojiye yenik düşüp tarihin tozlu raflarında yerini alıyor. Öyle ki;

  • Dünya işlerine sorunlarına yenik düştü;
  • Televizyona, akıllı telefonlara, yenik düştü;
  • Maneviyatın maddiyata yenik düştüğü gibi unutuldu gitti.

Şimdi her şey gibi dostlukta, arkadaşlıkta sanal; Ölçü:

Menfaat, çıkar, güç, kariyer, v.b. “ne kadar ekmek o kadar köfte” misali, işi bitene kadar alacağını alana kadar sonrası? Yok!..

Hani derler ya “ülkeler arasında daimî dostluk yoktur, çıkarların dengelenmesi, menfaatlerin çakışması esastır” işte şimdi günümüzde kişiler arasındaki ilişkilerde aynı duruma geldi.

Esasen daha yaygın kullanılıyor olması gerekirdi. Çünkü dostluğu sırf dünyada değil, asıl âlemde, ahirette de sürdürmek isteyenlerin arzusu duası olan güzel bir bağ. Birçok yakınlık anlatan sözcükten çok daha büyük anlam taşıyor. Saf bir duygu barındırıyor. Kendiliğinden verilmiş bir “öbür dünyada da birbirimizi korur kollarız evvel Allah” sözü oluyor. Aynı zamanda ahiret olduğu ön kabulünü de içeriyor.

Gerçi; doğruluk, dürüstlük, güven olmadan arkadaşlık dostluk da olmaz ki. Dostluğun, arkadaşlığın ideolojisi, rengi olmamalı. Aksi durumda insan olduğumuzu unutmak gibi bir durum ortaya çıkar.

Günümüzde ahretliğin yerini “kanka” aldı, kelimeler değiştiğinde hisler aynı olsa tamamdır. Ama maalesef gerçek bu değil.

Esasında “kanka” “Kan kardeşliği” nin güncel kullanımı gibi geliyor, yalnız biraz sulandırılmış şekli.

Ahretlik geleneğini kaybettik neleri kaybettik diye düşününce; Günümüz kişi ilişkilerine bir bakmak gerekir.

Günümüzde;

  • Kimseyi memnun etmek için karakterinden, kişiliğinden ödün vermeyen, düşüncelerinden taviz vermeyen, “Aman konuşmayayım fikrimi söylersem beni sevmezler, dışlarlar” diye endişelenmeyen, üç maymunu oynamayanları gerçek dostları, adam gibi adamları kaybettik. Oysa; “parayla satın alınamayacak en değerli şey; senin derdini kendi derdi gibi gören bir dosttur.”
  • Menfaat, ego, bencillik, çekememezlik tavan yaptı. Mesela istedikleri olmayınca huyu, davranışı, karakteri değişen tipler ortaya çıktı. Yani, “devir tilki ile plan yapan, kurt ile avlanan sonra oturup koyunla yas tutanların devri olmuş.” sözü gibi.
  • “Aman herkes beni sevsin” sevdasında o yüzden de herkese mavi boncuk dağıtanlar türedi.
  • Her şeyden önce insanın kendine çevresine olan sevgisi, güveni, saygısı, insan olma hasletleri kayboldu.

Sonuç olarak bütün bu güzellikler unutuldu ise de insan yine de;

“Çay koy geliyorum” diyebileceği ya da “Çay koydum gel bekliyorum” diyen dostlar arıyor, varsa sakın kaybetmeyin.

Allah herkese hem bugününü hem yarınını mamur edecek gerçek dostlar edinmeyi ve muhafaza edebilmeyi nasip etsin.

Hüseyin ÇAKIR, 09.01.2020, ANKARA

editör

Share
Published by
editör

Recent Posts

”İnsan Haklarıyla İnsandır. Hangi Haklar Bunlar” Kutlu Yol Söyleşilerinin konusuydu

Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu Derneği’nin Kutlu Yol Söyleşileri'nde ağırlıklı olarak Türklük, Çağdaş Uygarlık Yolu ve Toplumsal…

7 gün ago

“Kadına Yönelik Şiddetin Biyolojik , Psikolojik ve Sosyolojik Altyapısı” Kutlu Yol Söyleşilerinde konuşuldu

Ağırlıklı olarak Türklük, Çağdaş Uygarlık Yolu ve Toplumsal Bilinç ve Gelişim alanları üzerine görüşlerin sunulduğu…

3 hafta ago

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “KKTC, Türk dünyasının Akdeniz’e açılan kapısıdır.”

Tatar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Brüksel Temsilciliğinde, Belçika'daki Türk iş dünyası temsilcileriyle düzenlediği…

4 hafta ago

Aktau, Türk Dünyası’nın Yeni Kültür Başkenti Seçildi!

Aktau, TÜRKSOY’un kararıyla Türk Dünyası-2025 Kültür Başkenti seçildi. Kazakistan’ın Hazar kıyısındaki bu tek liman kenti,…

1 ay ago

Türk dünyası gençliği Almatı’da buluşuyor

TÜRKSOY Kazakistan’ın Almatı şehrinde Türk Dünyası Gençlik Buluşmaları kapsamında 1. Türk Dünyası Gençlik Forumu düzenleyecek.…

1 ay ago

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk dünyasına katkılarımızın büyük olabileceğine inanıyorum

Bu fırsatı, KKTC’nin Türk dünyasına değer katabileceği alanları göstermek açısından önemli bulduğunu söyleyen Tatar, “Türk…

1 ay ago