Servet AVCI

Devlet, herhangi bir cemaat, örgüt, tarikat veya başka bir yapılanmaya avantaj sağlayan, imkân aktaran ya da büyüyerek kendisini yutacak bir hâle dönüşmesine yol veren bir yapı olamaz…

Kişilerin akıllarını, önder, imam, lider, şef, reis, başkan vs. herhangi bir faniye topluca ciro ettikleri hiçbir yapı sağlıklı olamaz… Bu yapıların hiçbirinde bilim üretilemez, düşünce üretilemez, gelecek doğru kurgulanamaz…

Devletler akıl ve adaletle ayakta durmak mecburiyetindedir… Aklın bir başka akla kiraya verildiği, adaletin de cemaat, tarikat veya örgütlerin önceliğine göre düzenlendiği ahmakça yapılar, önce devleti kemirir… Cemaatin, örgütün veya tarikatın hatırı devlet hatırının üzerindedir çünkü…

Hangi niyetle olursa olsun, bu tip yol verildiğinde, önce kendilerini ‘koalisyon ortağı’ hissederler, sonra da ‘devletin tek sahibi’ olmaya çalışırlar… Yaslandıkları ‘kutsal gerekçeler’ onları mecburî bir istikamete sokar…

Tasavvuf sınırlarını aşarak, kamu yönetimine göz koyan, millet iradesiyle şekillenmesi gereken siyaset kurumunu, kamu yönetimini ele geçirmek için manivela olarak kullanan her yapı dış düşman kadar tehlikelidir…

***

İşe girmenin, terfi etmenin, makam sahibi olmanın, tayin çıkarmanın en etkili yöntemi olarak bir tarikat, cemaat veya örgütün referansına ihtiyaç duyulduğu hiçbir düzen adil değildir… Bu kapı bir kere aralandığında derhal ardına kadar açılır… Hiç ilgisi olmayan kişiler bile iş sahibi olabilmek veya terfi edebilmek için böylesine yapılara muhtaç hâle getirilirse, o yapılar artık insan kaynağına ulaşmakta zorlanmaz, devlet ağırlığını kaybeder…

Akılları bağlanmış, önderin dediğini ‘tek ve mutlak doğru’ kabul eden, tek komutla bomba yağdıran, tek komutla düşünmeden oy veren, adaletle hükmetmesi gereken yerde aldığı komuta göre davranan, tek komutla kurumun içini boşaltan her kurşun asker, her mürit, her militan, kamu düzeni ve millet iradesi aleyhine canlı bombadır…

Dün böyle olmadı mı? Bugün de başka yapılar aynısını yapmıyor mu? Sistem rayına sokulmazsa yarınlar da böyle olmayacak mı?

Bir örgütün referansıyla göreve gelen hâkim nasıl bağımsız karar verebilecek? Ya da bir rektör, asistan seçecekse, hangi kriterleri esas alacak? Bilimsel yeterliliği mi, örgütün emir-komuta zincirinden gelen talimatı mı? Cemaatin büyüyüp zenginleşmesinin ahretine fayda vereceğini zanneden bir ihale sorumlusu, o ihaleleri kimin lehine yontup sevap kazanacak?

***

Devlet, açık denizde sürüklenen sahipsiz bir gemi midir ki, tarikat, cemaat veya örgütler onu ele geçirmek için sürekli yarışsınlar? Sıradan insanlarda hayatın her alanında oluşan ‘sahipsizlik duygusu’nun bu tür yapılar üzerinden giderilmesi, devleti gerçekten zayıflatır… Yaşadığımız örneklerden belli, öyle de oldu zaten!..

“Devletin menfaati mi?” yoksa “Örgütün menfaati mi?” sorusuna karşılık verirken hiç tereddüt etmeden ikinci şıkkı tercih edenler arttıkça, doğaldır ki, kaybeden taraf ‘devlet’ ve ona hayat veren millet olur…

Siyaset kurumu tarafından şımartılan veya semirmesine yol açılan her yapı, kendi hukukunu, kendi maliyesini ve kendi hükümranlık alanını inşa eder… Ortak aklın, hür düşüncenin, demokrasinin ve millî iradenin olmadığı bir inşa alanıdır bu…

Bu tür yapılara prim verildikçe, iknası artık zorlaşmış insan kitleleri oluşur… O kitlelerin algı kanalları sadece tek kişinin etkisine açıktır ve ‘doğru-yanlış’ değerlendirmeleri o tek kişinin aklına ve önceliğine göredir… Asla tartışılamaz…

***

Tekrar vurgulayalım: Devlet, herhangi bir cemaat, örgüt, tarikat veya başka bir yapılanmaya avantaj sağlayan, imkân aktaran ya da büyüyerek kendisini yutacak bir hâle dönüşmesine yol veren bir yapı olamaz…

Türkiye Cumhuriyeti, çok ağır bir tecrübe yaşadı… Sanki bu tecrübe yaşanmamış gibi, o berbat ayak izlerine basarak yürümeye çalışan sistem ayakta kalamaz…

editör

Recent Posts

”İnsan Haklarıyla İnsandır. Hangi Haklar Bunlar” Kutlu Yol Söyleşilerinin konusuydu

Dilde Fikirde İşte Birlik Yolu Derneği’nin Kutlu Yol Söyleşileri'nde ağırlıklı olarak Türklük, Çağdaş Uygarlık Yolu ve Toplumsal…

1 hafta ago

“Kadına Yönelik Şiddetin Biyolojik , Psikolojik ve Sosyolojik Altyapısı” Kutlu Yol Söyleşilerinde konuşuldu

Ağırlıklı olarak Türklük, Çağdaş Uygarlık Yolu ve Toplumsal Bilinç ve Gelişim alanları üzerine görüşlerin sunulduğu…

3 hafta ago

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “KKTC, Türk dünyasının Akdeniz’e açılan kapısıdır.”

Tatar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Brüksel Temsilciliğinde, Belçika'daki Türk iş dünyası temsilcileriyle düzenlediği…

4 hafta ago

Aktau, Türk Dünyası’nın Yeni Kültür Başkenti Seçildi!

Aktau, TÜRKSOY’un kararıyla Türk Dünyası-2025 Kültür Başkenti seçildi. Kazakistan’ın Hazar kıyısındaki bu tek liman kenti,…

1 ay ago

Türk dünyası gençliği Almatı’da buluşuyor

TÜRKSOY Kazakistan’ın Almatı şehrinde Türk Dünyası Gençlik Buluşmaları kapsamında 1. Türk Dünyası Gençlik Forumu düzenleyecek.…

1 ay ago

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk dünyasına katkılarımızın büyük olabileceğine inanıyorum

Bu fırsatı, KKTC’nin Türk dünyasına değer katabileceği alanları göstermek açısından önemli bulduğunu söyleyen Tatar, “Türk…

1 ay ago